6 Aralık 2021

Bir Mekan Bir Çağrı Bir Köprü

Yazan: Duygu Vatan

İlk ortak çalışma deneyimim, bir evin üst katını çalışma alanına dönüştürme hikayesi ile başladı. Joon ekibinin kuruluş aşamalarında, birlikte çalışmak istediğim dostlarımla paylaşabileceğim iki şey vardı. Biri ailemizin yalnızca benim kaldığım Öveçler’deki evi, diğeri ise hiç bilmediğimiz bir maceraya atılma heyecanı. İşte böyle bir zamanda yıllarca ablamla odalarımızın olduğu bir katı, sağdan soldan topladığımız çalışma masaları, oturma odasının koltukları ve kitaplıklarla doldurarak kendimize uygun bir ortak çalışma alanı yaratmıştık. Üst katta çalışıyor, alt katta da ekibin çoğunluğu ile birlikte yaşıyorduk. Evden işe, işten eve gitme meselesi bizde ev içi trafiğe dönüşmüştü.

Saha odaklı çalışan bir ekip olduğumuz ve vaktimizi üretici topluluklarla geçirdiğimiz için, birbirimizi görebildiğimiz alanda belli kurallar geliştirerek ilişkilerimizi en iyi şekilde yönetmeye çalışıyorduk. Bu dönemin konforu ve sıcaklığı dışında içinde müthiş bir yalnızlık barındırdığını İstasyonTEDÜ’ye geçince anladım.

2018’in yaz aylarına doğru giderek yalnızlaştığımızı hissediyor, “acaba bizim gibi işler yapan insanlar var mı?” sorusuna cevap arıyorduk. Evvelinde, kendi işlerine gömülü bir girişim olarak etrafımızdaki insanları pek farketmediğimizi yeni yeni kavrıyorduk. Bu insanlar nerede, diye sorgularken, bir etkinlikte Merve ve Berivan’la tanıştığımızı, onların bize TED Üniversitesi içindeki sosyal inovasyon merkezinde yer alan sosyal girişimcilik kuluçka programından bahsedişini hatırladık. İstasyon, TED Üniversitesi içinde bizler gibi sosyal girişimcileri pek çok destek ile buluşturan, aynı zamanda da bir ortak çalışma mekanı sunan bir yerdi. Tıpkı bir tren istasyonu gibi birbirinden farklı insanların aynı yöne gitmek için buluştukları bir durak. Böylesi bir mekanın tam ihtiyacımız olan şey olduğu düşüncesiyle hemen bir toplantı istedik onlardan. Bu toplantıda Joon’un gitmek istediği yeri, çalışma alanımızda duyduğumuz yalnızlığı ve birlikte yapabileceğimiz onlarca işi konuştuk ve Haziran 2018’de İstasyon’a taşındık.

Benim sosyal girişimcilik maceramın en dönüştürücü kısmı orada başladı. Her gün sadece bir ofis alanı değil, bir sürü meseleyle harman olan insanlarla tanıştığımız, dertleştiğimiz, birlikte çözümler geliştirdiğimiz, dünyada olan bitenle ufkumuzu açtığımız bir alanda yaşar olmuştuk.

İstasyonTEDÜ Toplululuğunda yer alan sosyal girişimciler: Otsimo, Joon, The Roof, PinGOin

Başta renkli bir mekan olarak gördüğümüz yer, bizi sarıp sarmalayan büyük bir topluluktu. Her toplulukta olduğu gibi buranın da kendine has kuralları vardı. Mesela her Salı kuluçka programında yer alan sosyal girişimler buluşup, birbirimize o haftanın en sıcak gelişmelerini anlattığımız toplantılar yapardık. Teyit, Tiyatro.co, Sen de Anlat, Lavarla, The Roof, Tina Zita, Bilim Kutusu, PinGOin, Kadın Öz Savunma Akademisi gibi pek çok sosyal girişimin hafta hafta neler yaşadığına şahit olurken, arda kalan pek çok zamanda Berivan ile Joon’u, kendimi, onu ve en çok da yapabilirliklerimizi konuştuğumuz derin sohbetler yapardık.

Salı toplantılarından bir kare

Neyi, neden ve nasıl yaptığımızı anladığımız kadar, tüm sistemin içinde nerede durduğumuzu da daha iyi anladığımız bu güzel dönem, İstasyon’un 18 aylık kuluçka süresi nedeniyle son buldu. Sağa sola saçılmış ürünlerimize ve işgal ettiğimiz odalara bakınca mekandan taşmaya başladığımızı inkar edemezdik. Ancak ayrılma fikrinde bizi en çok üzen birlikte olabileceğimiz, nitelikli iş birliği yaparak daha iyi bir dönüşüm yaratabileceğimiz, her şeyden önemlisi ise yalnız olmadığımızı bildiğimiz sürekli bir mekanın yokluğuydu. Bu ihtiyaç, Impact Hub Ankara’nın kuruluşunu tetikleyen meselelerden birine dönüştü.

Yıllar sonra Berivan ve Murat’la bir araba yolculuğunda onların da muhteşem tanışma hikayelerini dinleme şansına eriştim. Bilkent Üniversitesi’nde Toplum Gönüllüleri’nin “birilerinin sana ihtiyacı olduğunun farkında mısın?” çağrısı üzerine, birbirini henüz tanımayan iki insan olarak, bir toplantıda buluşuyorlar. O ilk toplantının ardından Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda başlayan gönüllülük yolculuğunda bazen Ankara’da bazen de tüm Türkiye’de gençlere fırsat eşitliği yaratacak pek çok projede yan yana çalışıyorlar. Sonrasında ise hayat, aynı yöne bakanları ayırmıyor, beraber pek çok iş yapıyorlar.

Solda Berivan — Sağda Murat /TOG buluşmalarından kareler

Bizim ekibin kurulması ise Berivan’ın Murat ve benim aramda bir köprü kurmasıyla başlıyor. TOG ve Joon’un yaptığı işbirlikleri ile birbirimizin çalışma yaklaşımlarını az çok tanıdığımız kadar, hayata bakış açımız ve en çok da mizah ile buluşup, hemen kaynaşarak ortak bir hayalimiz olduğunu ve bunun için doğru insanlar olduğumuzu anlıyoruz.

Bu uzun hikayeyi neden anlattım? Bence dönüştürücü işleri tetikleyen üç şey var; bir mekan, bir çağrı ve bir köprü. Impact Hub Ankara sosyal etki odaklı işlere yön verecek herkese, kendi ekibinin bir araya gelme hikayesinde olduğu gibi bu alanı açmak için var. Birbirimize daha iyi geleceğimiz, farklı meselelerle topluma seslenebileceğimiz, sistemi dönüştürmeye çalışırken köprü olabileceğimiz ve köprüler yaratabileceğimiz bir mekan yaratmak için.